Paul Thomas Anderson ismini ilk olarak 1997’de “Ateşli Geceler-Boogie Nights” ile
tanımıştık. Genç yönetmen porno endüstrisinin kamera arkasını ve yetmişli
yılların toplumsal yapısıyla olan ilişkisini etkileyici bir şekilde anlatmıştı.
Sonrasında “Magnolia”(1999),”Punch Drunk Love “ (2002),”Kan Dökülecek” (2007)
Anderson’u genç neslin en sağlam yönetmenleri arasına soktu. “The Master” da bu
kez ellili yılların Amerika’sını tarikat,
cemaat ilişkisi üzerinden yansıtıyor. Savaşın yarattığı psikolojik boşlukta,
din ve inancı kullanarak işlerini “The Cause” tarikatı üzerinden yürüten
Lancaster Dodd’un (Philip Seymour
Hoffman) toplumun zengin kesiminde hatırı sayılır sayıda müridi vardır. Orduda
uyumsuz davranışları ile dikkat çeken deniz piyadesi Freddie Quell (Joaquin Phoenix) ise döndükten sonra
işsizlik ve alkolün pençesine düşer. Yolu bir şekilde Dodd ile kesişir ve kısa
sürede onun sağ kolu olur. Freddie ‘nin kontrolsüz davranışları, seks ve alkol
bağımlılığı ise ciddi bir sorun olarak devam eder.
Anderson
senaryosunu yazdığı öyküsünde, cemaat kurumsallaşması üzerine evrensel
olabilecek bir fotoğraf gösterirken, tarikat liderliğinin de kesinlikle
karizmatik ve etkileyici hitabet üzerinden yürüdüğünün altını çiziyor. Dodd’un ve Quell’in baba ve uyumsuz oğul birlikteliği itaat ve isyan arasında
sınırında yürüyor. Quell hayatında ilk kez kendisiyle birilerinin
ilgilenildiğini hissediyor. Kendisini daha fazla adıyor, fanatik olabilecek bir
düzeye geliyor. Tarikat bağımlılığının tüm belirtilerini gösteriyor. Bu noktada
Dodd’un ona gösterdiği tolerans ve yakınlık çok etkili oluyor. Gerçekte Scientology tarikatını işaret eden
Anderson “The Cause” un saçma sapan
sözde psikolojik güç adına yapılan ayinlerini ve felsefesini anlatıyor. Sözü
böyle saçma şeylerin bile insanların inanç anlayışına hizmet edebileceğini,
önemli olanın birlikte hissetmek, bir yere ait olmanın mutluluğu olduğuna
getiriyor. Düşünceleri etkileyerek karşındakinin göz renginin değiştiği nerede
görülmüştür ?
Quell karakterinde Joaquin Phoenix vücut dili ve psikolojik derinlik olarak bu yılın
en iyi oyunculuklarından birisini sunuyor. Yönetmen Anderson’ın sinema dili Truffaut’dan
başlayan Robert Altman ve Scorsese uzanan bir yelpazede incelenebilecek
unsurlara sahip. Orta akım seyircinin sıkıldığı uzun sahnelere sıklıkla yer
veriyor. Önemli bir ayrıntı filmin dönemi daha iyi yansıtması için artık
kullanılmayan 65 mm peliküle çekmiş. Anderson’un diğer özelliği yazdığı
konularda derinliğe inmesi.
Film
müziklerini bir önceki filmi “Kan Dökülecek” de olduğu gibi Radiohead grubundan
Johnny Greenwood bestelemiş. Farklı müzik akımlarından birleşen uyumsuz ritimler
temanın rahatsız eden yönüne dikkat çekiyor gibi…
“The Master” için bu yılın en iyi draması
demek zor değil. Anlattığı hikayenin derinliği, sinema dilinin kusursuzluğu,
iki usta oyuncu Philip Seymour Hoffman ve Joaquin Phoenix karşılıklı döktürmesi
bu tanımlama için yetiyor.
No comments:
Post a Comment