yazarlar

83. OSCAR ÖDÜLLERİ

  

İŞTE OSCAR KAZANANLAR:

En İyi Film: The King's Speech
En İyi Yönetmen: Tom Hooper (The King's Speech)
En İyi Erkek Oyuncu: Colin Firth "The King's Speech''
En İyi Kadın Oyuncu: Natalie Portman "Black Swan"
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christian Bale (The Fighter)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Melissa Leo (The Fighter)
En İyi Yabancı Film: In a Better World / Susanne Bier / Danimarka
En İyi Uyarlama Senaryo: The Social Network, Aaron Sorkin
En İyi Orijinal Senaryo: The King's Speech: David Seidler
En İyi Görüntü Yönetimi: Inception - Wally Pfister
En İyi Sanat Yönetmeni: Alice in Wonderland - Robert Stromberg, Karen O'Hara
En İyi Animasyon: Toy Story 3
En İyi Animasyon (Kısa Metraj): The Lost Thing
En İyi Müzik: The Social Network, Trent Reznor ve Atticus Ross
En İyi Şarkı: Randy Newman, If I Rise - 127 Hours
En İyi Görsel Efekt: Inception, Paul Franklin, Chris Corbould, Andrew Lockley ve Peter Bebb
En İyi Kurgu: The Social Network Angus Wall ve Kirk Baxter
En İyi Ses Miksajı: Inception, Lora Hirschberg, Gary A. Rizzo ve Ed Novick
En İyi Ses Montajı: Inception, Richard King
En İyi Makyaj: The Wolfman, Rick Baker ve Dave Elsey
En İyi Kostüm: Alice in Wonderland, Colleen Atwood

DOĞANIN ORTASINDA SIKIŞIP KALMANIN ÇARESİZLİĞİ



 127 SAAT - 127 HOURS


YÖNETMEN : DANNY BOYLE
OYUNCULAR: JAMES FRANCO, KATE MARE, AMBER TAMBLYN
 
“127 Saat-127 Hours” koltuğa kurulup rahat izlenecek bir film değil. Kanyonda bir çatlakta kolu sıkışan genç adamın beş gün süren yaşam mücadelesini izlemek insanın içini acıtıyor. Bu yıl Rodrigo Cortes’in başarılı ile yönettiği“Toprak Altında-Buried” toprak altına canlı gömülmüş bir adamın doksan dakika süren çaresizce mücadelesini, nefesi daralarak izleyen seyirciye, “127 Saat” de benzer duyguları yaşatıyor. İzlenen öykünün gerçekten yaşanmış olduğunu bilmek kahraman Aron Ralston ve seyirci arasındaki empatiyi güçlendiriyor. Aron’un beş gün boyu kamerasına kaydettiği görüntüleri adeta bire bir çeken yönetmen Danny Boyle sıkışmış bir kolun acısını hissettirmeyi başarıyor. 

KEKEME KRALIN MÜCADELESİ

ZORAKİ KRAL-KING’S SPEECH


Yönetmen: Tom Hooper
Oyuncular: Colin Firth, Geoffrey Rush, Helena Bonham Carter, Guy Pearce.

2011 Oscar adayları arasında gerçek yaşam öykülerinden ilham alan filmler çoğunlukta. “Zoraki Kral” da İngiliz Krallığının kekeme varisi Prens Albert’in(Colin Firth) tahta çıkış öyküsünü anlatıyor.

Ağabeyi Edward’ın(Guy Pearce) monarşinin tutucu kurallarına uymayan sevgilisi için krallıktan feragat etmesi ile, Albert tahta çıkmak mecburiyetinde kalır. En büyük sorunu olan kekemelikten, onca tedaviye rağmen kurtulamamaktadır. Kekeleyen, bir cümleyi tamamlayamayan bir kral halkına sesini nasıl duyuracaktır? Artık umutlarının azaldığı bir dönemde karısı Elisabeth’in (Helena Bonham Carter) bulduğu konuşma terapisti Lionel Logue (Geoffrey Rush), o zaman için alışılmadık yöntemler ile o'nun kekemeliğini tedavi etmeye çalışır.


SİNEMANIN EN GÜZEL AŞK FİLMLERİ

 

Aşksız hayat olamayacağı gibi aşksız bir sinema da düşünülemez. Aşk filmlerini veya içinde aşk olan filmleri, en iyi veya daha iyi diye sıralamak oldukça göreceli ve kişisel bir yaklaşım.

Bir "Love Story" bir "İnsanlar Yaşadıkça" veya "Öğleden Sonra Aşk" veya "Roma Tatili" gibi klasikleri ezip geçmek kabul edilemez. Diğer taraftan bu tür değerlendirmelerde hep aynı filmlerin olması, sinemanın dinamiklerine ters düştüğü gibi, bazı yeni tarihli kült veya baş yapıt mertebesine çıkabilecek filmlerin de fark edilmelerini engelliyor.

Bu durumda aşkın, farklı şekillerde yaşandığı, duyumsandığı daha yeni tarihli filmleri, klasikler ile sıralamak daha mantıklı olacaktı. Her biri farklı duyumsamalar bırakan, aşkların  yaşandığı filmleri  şöyle sıraladım : 


1.     PARLAK YILDIZ-BRIGHT STAR (2009)

İngiliz romantik şair "John Keats"  ile  "Fanny Brawne"  arasında 1800’lü yıllarda yaşanmış eşsiz bir aşkı anlatıyor. Tüm zamanların en romantik şairleri arasında gösterilen Keats’in dizeleri ve değişen mevsimlerin olağanüstü güzel görüntüleri arasında yaşanan aşk, sevgiliye hiçbir zaman tam olarak ulaşamama, kavuşamama, doyamama duygusu ile doludur. Yeni Zelanda asıllı kadın yönetmen "Jane Campion" çok sevdiği şiir sanatına yaptığı bu görkemli övgüde,   görüntü yönetmeni "Grieg Fraser’ın" her karesi yağlı boya tabloyu andıran muhteşem resimleri eşliğinde,  duygu sömürüsüne, hamasete sapmadan hüzün dolu bir aşkı anlatıyor. Sevgililerin dokunuşlarını seyirciye duyumsatıyor.          

2.AŞK ZAMANI-IN THE MOOD FOR LOVE (2000)

Won Kar- Wai adını geniş kitlelere tanıtan “Aşk Zamanı” 1962’de Honk Kong’da yaşanan imkansız bir aşkı anlatır.  Renk, dekor, kıyafet, müzik ve sıra dışı kadrajları yanında kadın başrol oyuncusu Maggie Cheung’un  unutulmaz zerafeti ile tüm zamanların en estetik aşk filmlerinden sayılmaktadır.

BOKS SADECE DÖVÜŞ DEĞİLDİR

DÖVÜŞÇÜ-THE FIGHTER

Yönetmen : David  O.Russell

Oyuncular: Mark Wahlberg, Christian Bale, Amy Adams, Melissa Leo.


Kızgın Boğa-Raging Bull" (boksör Jack La Motta'nın yaşamı), "Cinderella Man"(James Braddock'un yaşamı)," Ali "(Muhammed Ali), "Yukarda Biri-Somebody Up There Likes Me" (Rocky Graziano)  hepsi şampiyonluk yaşamış boksörlerin acı, yoksulluk, mücadele dolu gerçek yaşamlarını sunmuşlardı.

"Rocky"," Milyon Dolarlık Bebek-Million Dollar Baby", "BoksörThe Boxer" ise boksun düşsel kahramanlarını sokmuştu dünyamıza. Boksun ve boksörlerin farklı dünyası, tek başına bir kategori oluşturacak kadar çok sayıda filmle temsil ediliyor sinema dünyasında.

Dövüşçü-The Fighter” de İrlanda asıllı boksör Mike Ward’ın şampiyonluğu yakalama öyküsü anlatılıyor. Ailesi, yaşadığı Boston banliyösü Lowell, sevgilisi Charlene ile olan ilişkileri detaylı bir şekilde öyküye yerleştirilmiş.
 

AŞK İNSAN HAYALLERİNİ AŞAR


AŞK TESADÜFLERİ SEVER


Yönetmen : Ömer Faruk Sorak
Oyuncular : Mehmet Günsür, Belçim Bilgin, Ayda Aksel, Altan Erkekli,Yiğit Özşener.
Aşk insan hayallerinin sınırlarını aşar. Kimi, ne zaman, ne kadar seveceğini kim hayal edebilir ki ? O nerededir, acaba onunla yollar kesişecek midir ? Bu yüzden insanlar aşkın tesadüfleri sevdiğine inanır ve inanmak ta ister. Bu alt metine sıkı sıkıya sarılan bir film “Aşk Tesadüfleri Sever”. Deniz ve Özgür’ün doğumdan başlayarak yaşamları kesişmiştir. Her ikiside olgunlaşmayan çocukluk aşklarını 25 yıl sonraki karşılaşmalarında hatırlar.
 

BİR BALERİNİN KORKULARI

 

SİYAH KUĞU-BLACK SWAN


YÖNETMEN:DARREN ARONOFSKY
OYUNCULAR: NATALIE PORTMAN, MILA KUNIS, VINCENT CASSEL, BARBARA HERSHEY, WINONA RYDER
Nina Sayers (Natalie Portman) küçük yaşlardan itibaren, varoluşunu başarılı bir balerin olmak üzerine kurmuştur. Gerçek yaşamı, zevklerinden uzak, kendi evreni içine sığdırdığı kadarıyla paylaşmaktadır. Cinselliğini, bilinç dışı bastırılmış tüm duygularını dans ederek ördüğü duvarlar içine hapsetmiştir. Ayna karşısında saatlerce bedenini istediği figürleri yapan bir makineye; hayallerinin, hedeflerinin bir kölesi haline dönüştürmüştür. Bastırılmış duygularının uyandırılması benliğinde bilinç dışı bir kaosa yol açar. Kaotik bilincin yarattığı hayallere, sanrılara artık tek bir Nina  yetmez, onu parçalayıp, bölerler. Birlikte yaşamını paylaştığı ve sistemin koruyucusu anne de bir noktadan sonra  Nina üzerindeki hakimiyetini yitirir.