F. Scott Fitzgerald’ın ünlü romanı “Muhteşem
Gatsby” Amerikan Rüyası’nın yarattığı zenginlik ve debdebenin ardındaki
yalnızlığı mükemmel yansıtır. Amerika’da yirmili
yıllarda patlayan ekonominin yarattığı zenginlik insanların başını döndürür.
Kimin nasıl para kazandığından çok nasıl yaşadığı önemlidir. Yeni zenginlerin
görgüsüzce sergiledikleri parlak yaşam tarzı onların kimlik arayışlarının bir
yansıması olur. İki dünya savaşı arasındaki bu bireyci, kuralsız, inançsız
dönem “Kayıp Kuşak” veya ”Caz Çağı” olarak adlandırılır. Otuzlu yılların
başında gelen büyük buhran bu müsrif dönemin bir sonu olur. Roman Fitzgerald ve
eşi Zelda’nın da bizzat yaşadıklarından yola çıkarak bu şaşalı hayatın
gerisinde Gatsby’nin yaşadığı derin kimlik bunalımını anlatır. 1974’de Robert Redford’un canlandırdığı
Gatsby rolünü bu kez Leonardo DiCaprio üstlenmiş. Redford’un karizmatik
duruşuna karşın DiCaprio özgüven sorunu yaşayan tereddütlü bir karakter olarak yorumluyor.
Aileden zenginleri temsil eden Tom Buchanan karakterini ise Joel Edgarton oldukça
karikatürize etmiş.
BİR CİMCİMENİN DÜŞLERİ
2012’ nin en
sevimli film karakteri yedi yaşında bir kız çocuğu oldu. Hushpuppy (Cimcime) adındaki
zeki bakışlı, bu siyahi çocuk “Düşler
Diyarı-Beasts of the Southern Wild ”nın anlattığı gerçek ve masal arasında
seyreden öykünün, 2013 Oscar’ının en iyi film kategorisinde aday gösterilmesinde
önemli rol oynadı. Quevenzhané Wallis
adındaki bu küçük oyuncunun başarısı gözden kaçmadı, en iyi kadın oyuncu
kategorisinde aday gösterildi. Hem de Oscar tarihinin en genç ikinci oyuncusu
olarak. “Düşler Diyarı” festivallerde bu yıl aralarında Sundance ve Cannes da olan
toplamda 36 ödül kazandı.
Subscribe to:
Posts (Atom)