yazarlar

İhtiyarlara Yer Yok - No Country For Old Man


YAŞAMIN ACIMASIZLIĞINDAN İNSAN MANZARALARI


Yönetmen, Senaryo ve Yapımcı: Ethan ve Joel Coen

(Cormac McCarthy’nin aynı adlı romanından)

Görüntü Yönetmeni: Roger Deakins

Oyuncular: Javier Bardem, Tommy Lee Jones, Josh Brolin, Woody Harrelson,Kelly Macdonald.

  Hollywood’un klişeleri değişiyor mu? Daha genç yönetmenlerin özgün öyküleri ve dinamik anlatımları klasik sinemanın güvenilir şablonlarına dayanan filmlerine tercih ediliyor artık.'İhtiyarlara Yer Yok' kazandığı  2009 Oscar ödülü ile bu değişimin bir habercisi oldu.
Sıra dışı karakterleri, sert, oldukça kanlı fakat bir o kadar da zekice yazdıkları senaryolarıyla kendilerine özgü bir sinema dili yaratmayı başarmış olan Coen Kardeşler  çıtayı biraz daha yükseltiyor. ‘İhtiyarlara Yer Yok’un genel atmosferine yükledikleri tekinsiz atmosfer ile toplumsal depresyonu ve çıkışsızlığı baştan sona hissettiriyor. Uçuk kaçık tipleri yaratmada kusursuz işler başarmış olan Coen Biraderler ilk kez mesaj verme kaygısı taşıyor. Daha ilk karelerden itibaren boş, insansız Amerika doğasına eşlik eden Tommy Lee Jones‘un sesi geçmişte yaşadığı sadece zevk için 14 yaşında bir kızı öldürmüş genç bir çocuğun öyküsü filmin ruhunu deşifre ediyor. Boşluk, frenlenemeyen insan öldürme arzusu. Elinde taşıdığı basınçlı cıvata tabancası ile sakin ve ifadesiz bir şekilde insan öldüren Anton Chigurh (Javier Bardem) şüphesiz filmi ruhen taşıyan karakter. Başlangıç bölümünde Chigurh ile benzin istasyonunda çalışan yaşlı adam arasında sinema tarihinin en ilginç diyaloglarından birisi geçiyor. Öldürmek için kendisine geçerli bir neden arayan katil ile bundan habersiz avı arasındaki gerilim yazı tura ile sonlanıyor. Karakter yaratmadaki ustalıklarını atmosfer ve mekan konusunda da göstermeyi başaran Coen Kardeşler bu konuda yıllardır birlikte çalıştıkları görüntü yönetmeni ışık cambazı olarak anılan Roger Deakins’ten en büyük desteği alıyor. Bu yıl Oscar ödüllerine ‘Korkak Robert Ford’un Jesse James Suikasti’ ve ‘İhtiyarlara Yer Yok’ ile aday gösterilen Deakins’ın kamerası sıcak, bunaltıcı, çorak Teksas manzaraları ile karanlık, tekinsiz iç mekanlar arasında gezinirken karakterlerin ruhlarını resmediyor adeta. Filmin büyük bir bölümüne hakim sessizlik veya sinir bozucu çevre gıcırtıları Leone westernlerini anımsatıyor. Carter Burwell tekinsiz müziğiyle ortama gerekli katkıyı yapıyor. Bu atmosferde tüm film kara bir western gibi akıyor, gidiyor.


Her şey Lleweyn Moss’un (Josh Brolin) antilop avlarken çorak arazide tesadüfen bir çok ceset ve siyah bir çantada iki milyon dolar bulmasıyla başlıyor. Para ve cesetler uyuşturucu satışı sırasında çıkan çatışmadan geriye kalanlardır. Böyle bir paradan ne Moss’un ne de gerçek sahiplerinin vazgeçmeye niyeti vardır. Peşine düşen adamların tetikçisi psikopat katil Chigurh'dur. Adam öldürmeyi en ufak duygu emaresi göstermeden sadık bir görev bilinci içinde yürüten Chigurh sinema dünyasının en çarpıcı katilleri arasında yer almaya aday. Kurbanlarına öldürmeden önce kısa bir söylev vermeyi de ihmal etmeyen, filmin sergilediği vahşi, acımasız modern yaşam tablosuna en fazla katkı yapan karakter. Bu rolüyle En İyi Yardımcı Oyuncu Oscar’ını (filmde baş rol erkek oyuncu olmadığını da belirtmek lazım) kazanan Javier Bardem bunu fazlasıyla hak ediyor.
Öykünün en önemli karakterlerinden birisi Tommy Lee Jones’un canlandırdığı Şerif Ed Tom Bell . Değişen ve erozyona uğrayan insan karakterine akıl sır erdiremeyen, üçüncü sayfa haberleri karşısında sarsılan, yılgın bir karakter. Nasıl olur da insanoğlu bu kadar vahşileşebilir? sorusuna yanıt veremeyen çaresiz bir kanun adamı. Josh Brolin bu yıl ‘Amerikan Gangsteri’nde başarıyla canlandırdığı uyuşturucu ticareti yapan polis rolünden sonra parayı kaçırmaya çalışan dürüst, iyi niyetli Lleweyn Moss karakterinde de son derece başarılı.


Seyircinin beklediği final gerçekleşmiyor. Film sonrası ‘ne oldu yahu?’ diye sorabiliyor salondan çıkarken. Coen Kardeşlerin de istediği bu sonuçsuzluk, boşluk duygusunun devamı. Final bölümünde Şerif Bell’in ihtiyar adam ve karısıyla olan konuşmalarında tam anlamlar çıkmasa da yaşamın ve acımasızlığın devam edeceğini düşündürüyor. İçine girilmesi zor bir film ‘İhtiyarlara Yer Yok’ . Bittikten sonra seyretmeye devam edilecek müstesna bir başyapıt.

No comments:

Post a Comment