yazarlar

PAUL NEWMAN

ASİ,  MAVİ GÖZLER ARTIK BAKMIYOR...

Radikal ve muhalif kişiliği ile de tanınan aktör altmışlı yıllardan itibaren bir çok vatandaş hak ve özgürlüğü hareketine bizzat ve maddi yardım ile katıldı.
Sinema dünyası mavi gözlü, asi oyuncusunu Paul Newman’ı kaybetti. Delici mavi gözlerine yakışan romantik roller yerine isyankar, sisteme başkaldıran, özgür ve kırılgan karakterler onun tercihi oldu. 1925 yılında Cleveland yakınında Shaker Heights’da doğan Newman, genç yaşta babasını kaybeder.


İlk oyunculuk deneyimlerini annesinin ısrarlarıyla kaydolduğu Cleveland çocuk tiyatrosunda kazanır. 1943’te gönüllü olarak katıldığı İkinci Dünya Savaşı’nda çok istediği halde renk körlüğü nedeniyle pilot olamaz. Pasifik’te bir uçak gemisinde üç yıl boyunca muhaberat askeri olarak görev alır.

1947’de savaş dönüşü oyuncu Jacqueline Witte ile tanışır. İki yılın sonunda evlenirler. Babasından kalan spor malzemesi dükkanı genç çiftin ekmek teknesi olur.

Paul, içinde kıvılcımlanan oyunculuk dürtüsüne çok direnç gösteremez ve dükkanı devrederek New York’ta Yale Drama Okulu’na yazılır. Efsanevi oyuncu, eğitmeni Lee Strasberg ile yaptığı bir mülakat sonrasında Actors Studio’ya kabul edilir. Rod Steiger, Eli Wallach, Geraldine Page dönem arkadaşları olur. TV programları, dizileri ve Broadway anlaşmaları ile hayatını kazanmaya başlar.

Sonraki elli yılını paylaşacağı Jeanne Woodward ile küçük roller oynadıkları bu Broadway yıllarında tanışır.

‘Picnic’ adlı oyunda dikkati çeker ve Warner Brothers ile ilk film anlaşmasını yapar. 1955’te sonraki yıllarda performansından çok utandığını söyleyeceği ilk filmi ‘The Silver Chalice’de Yunanlı bir esiri canlandırır. Bu ara James Dean ile Elia kazan’ın yöneteceği ‘East Of Eden’ filminin provalarına katılır fakat Aron rolünü alamaz.

1956’da ‘Somebody Up There Likes Me - Yukarıda Biri’de canlandırdığı boksör Rocky Graziano onun büyük çıkışı olur. Bu asi, yakışıklı Marlon Brando ile kıyaslanır ve yeni bir starın doğuşundan bahsedilmeye başlanır.

1958’de Elisabeth Taylor karşısında Brick karakteri ile başrolü paylaştığı ‘The Cat on a Hot Tin Roof - Kızgın Damdaki Kedi’ Oscar’a aralarında en iyi erkek oyuncu olmak üzere altı dalda aday olur. O sansürlü yıllar için oldukça cesur bir roldür Brick. Alkolik, karısı Maggie’e karşı ilgisiz, artık yaşamayan arkadaşı Skipper ile tam tanımlanamayan bir ilişkisi vardır. Homoseksüalite üzerine göndermeler içeren Tennesse Williams’ın tiyatro eseri Mc Carthy yılları için zamanının önünde bir film olur. Aynı yıl Jeanne Woodward ile ikinci evliliğini yapar. 1960’da Otto Preminger yönetiminde ‘Exodus’da Yahudilerin Filistin topraklarına göçü tarihi gerçeklere dayanılarak anlatılır. Newman, Ari Ben Canaan rolünü oynar. 1961’de ‘The Hustler - Bilardocu’ da Eddie Falson adlı genç ve hırslı bir bilardocuyu canlandırır. 1986’da bu filmin devamı sayılabilecek ‘The Colour of the Money - Paranın Rengi’nde bu kez canlandırdığı yaşlı Eddie Falson ile En iyi Erkek Oyuncu Oscar’nı kazanır. İlk filmdeki kendisinin canlandırdığı genç bilardocuyu bu kez Tom Cruise oynar. 33 yaşından itibaren dokuz kez aday gösterildiği bu ödülü onuncusunda yani 61 yaşında kazanır.

Her zaman birinci sınıf yönetmenler ile çevirdiği başarılı ve Oscar adayı filmler oyunculuk performansını hep yukarı taşıdı. 1963’te Martin Ritt yönetiminde ‘Hud’, 1966’da Alfred Hitchcock ile ‘Torn Curtain’, 1966’da yine Ritt ile ‘Hombre’, 1967’de Stuart Rosenberg ile ‘Cool Hand Luke - Parmaklıklar Arkasında’ filmlerini çevirir. Tüm bu filmlerde sistemin çarpıklığına karşı inatla duran dürüst, yılmayan, mesafeli fakat özde samimi karakterleri canlandırır. Kaybetse de bir kahramandır. Bu karakter yapısı onunla ismiyle özdeşleşmiştir artık.

Onun ününe ün katan iki filmi özellikle belirtmek gerekiyor. Bunlar Robert Redford ve yönetmen George Roy Hill ile çevirdiği ‘Butch Cassidy and Sundance Kid - Sonsuz Ölüm’ (1969) ve ‘The Sting – ‘Belalılar’ (1974) olur. 1800’lü yılların sonunda Butch Cassidy (Paul Newman) ve Sundance Kid (Robet Redford) bir çok banka soygunundan sonra peşlerindeki kelle avcılarından kurtulmak için Vahşi Batı’dan Bolivya’ya kaçarlar. Burada da rahat durmayan iki kafadarın peşine sonunda Bolivya ordusu düşer. Bilhassa unutulmaz finaline her iki oyuncunun unutulmaz performansı ve karizması eklenince akıllara kazınan bir western olur ‘Sonsuz Ölüm’. Aynı yıl gösterime giren Sam Peckinpach‘ın aşırı sert westerni ‘The Wild Bunch - Vahşi Belde’si karşısında komik ve iyimser atmosferi ile daha fazla beğenilir. Film dört Oscar yanında toplam on yedi ödül kazanır.

Üçlünün 1974 yılında gösterime giren ‘The Sting - Belalılar’da iki sahtekar arkadaşın bir Mafya patronunu tuzağa düşürmesini sürpriz bir finalle anlatır. O yıl toplam yedi Oscar kazanan film aynı zamanda Newman – Redford – Hill arasındaki dostluğun bir nişanesi olur. Newman yönetmen Hill için ‘Onu Robert ile her zaman yönlendirmeye çalışır istediğimizi yaptırmaya çalışırdık, hayır demezdi, fakat sonunda bir bakardık ki onun dediği olmuş, o mükemmeldi’.

Son dönemlerinde artık saçlarına ak düştükten sonra bile eski/yeni jenerasyon iyi yönetmenler ile çalışmaya devam eder. Sidney Lumet ‘The Verdict’ (1982), Robert Benton ile ‘Nobody’s Fool’ (1994) ve ‘The Twilight’ (1998), Coen Kardeşler ile ‘The Hudsucker Proxy - Bir Şirket Komedisi’ (1994) , Sam Mendes ‘The Perdition Road - Azap Yolu’ (2002) bunların arasında en dikkat çekenleri olur.

Newman’ın hayatında en büyük tutkusu otomobil yarışları oldu. 47 yaşında oto yarışlarına başlayan aktör 54 yaşında Rolf Stommelen ile 24 Saat Manş yarışında Porche ile ikinci olur. Sonraki yıllarında yarışcılığını sürdüren aktör 1983’te Carl Haas ile Champ - Camp yarış ekibini kurar. Sonraki yıllarda bu ekiple birçok önemli şampiyonluk kazanan Newman, 80 yaşında bile yarışlara katılmayı sürdürür.

Radikal ve muhalif kişiliği ile de tanınan aktör altmışlı yıllardan itibaren bir çok vatandaş hak ve özgürlüğü hareketine bizzat ve maddi yardım ile katılır.

Nixon’ın ünlü düşman listesinin 19. sırasında olmaktan her zaman gurur duyduğunu söyleyen Newman, ağız tadını ve yemek merakını Newman’s Own markası olarak gıda sanayine yansıtır ve buradan kazandıklarından yaklaşık 200 milyon doları kanserli çocuklara yardım eden derneklere bağışlar.

Sıkı bir sigara tiryakisi olan Newman akciğer kanserine yenik düşerken mavi derin gözleri ve yaptıkları ile her zaman hatırlanacaktır.