yazarlar

İYİ AMERİKALI, KÖTÜ İRANLI

YÖNETMEN :BEN AFFLECK
OYUNCULAR: BEN AFFLECK, BRYAN CRANSTON, JOHN GOODMAN, ALAN ARKIN.

Operasyon : Argo” içerdiği sinemasal değerler açısından başarılı bir film. Koşut akan farklı cephelerdeki olayları, birbirine ustaca bağlayarak, tempo ve gerilimin aksamadığı, kıvamında bir sunum yapıyor. Sinemasever olarak daha ne ister insan? Alt metin düşünülmeden, sadece akan görüntülerin hipnotik etkisine teslim olunursa  sorun yok. Mağdur Amerikalı imajının karşısına zorba ve rahatsızlık verecek derece kötü İranlı’nın yerleştirilmiş olması insanı düşündürüyor. Amerika’nın ulusal çıkarları doğrultusunda hareket etmeyi seven Hollywood, yıllardır süren İran gerginliğine tam deyimiyle bodoslama giriyor. 2006’dan bu yana İran’ı vurma planlarından bahsedilen Amerika’nın geçmişteki sorunu eşelemesi, bugün için yapılacakları meşru kılar mı ? Mantık şüphesiz kılmaz der de…
 
1980’de Tahran ‘da protestocuların Amerika’ya sığınan devrik İran Şah’ının iade edilmesi için Amerikan konsolosluğuna zorla girerek 52 kişiyi rehin almasını anlatıyor öykü. 400 günü aşkın sürecek olan bu rehin alma sırasında kaçmayı başaran altı kişi Kanada elçisinin evine sığınır. Kriz çözücü CIA ajanı Tony Mendez (Ben Affleck) bu altı kişiyi İran’dan kaçırmak için göreve çağrılır. Tony olaya direk müdahale etmenin imkansızlığını bilmektedir. TV ekranında gördüğü “Maymunlar Cehenneminden Kaçış” filmi ilginç bir fikir düşürür aklına. Hollywood yapımcılarıyla birlikte bu fikir plana dönüşür, egzotik bir bilimkurgu için mekan arıyoruz bahanesiyle altı kişi kaçırılacaktır.
Oyunculuğuyla kimseye yaranamayan Ben Affleck’in günün birinde bu denli başarılı yönetmene dönüşebileceğini çok değil beş altı yıl önce kimse tahmin edemezdi. “Git Bebek-Gone Baby Gone” ile başladığı yönetmenlik kariyerinde, daha ikinci filmi “Hırsızlar Şehri-The Town” ile tüm zamanların en başarılı polisiyelerinden birisine imza attı. Bir kez daha yönetip, başrolde Tony Mendez karakterini canlandıran Affleck her iki işin de altından başarıyla kalkıyor.  Yan karakterlerde oynayan John Goodman ve Alan Arkin ise mükemmel seçimler olmuş. Hele Hollywood yapımcısı Lester Siegel  karakterinde Arkin ikinci bir Oscar’ı alsın diyorum.
Filmin en güçlü yanı farklı mecralarda iki konu olan “film çevirmek” ve “rehine kurtarmak” arasındaki bağı mükemmel kurması. Anahtar karakterlerin başarılı yorumları kadar olay akışlarını, kısa sekanslar içinde mükemmel yansıtan film, koşutluğu  ve gerilimi olağanüstü inşa ediyor. Politik gerilim türünün klasikleri arasına girebilecek bir film var karşımızda . Hiçbir silahlı çatışma olmaksızın, soluksuz bir final çekilmiş.
Filmin Tahran bölümü dahil İstanbul’da çekilen çok sahnesi var. Kısa da olsa Ayasofya tüm muhteşemliğiyle yansıyor perdeye.  Son söz : iyi film, tartışmalı mesaj.  


       
      

No comments:

Post a Comment