yazarlar

" HARRY POTTER VE ÖLÜM YADİGARLARI "

HARRY POTTER GERÇEK DÜNYADA SAVAŞIYOR
   
YÖNETMEN : DAVİD YATES.
OYUNCULAR:DANİEL REDCLİFF, EMMA WATSON, RUPER GRİNT.


Harry Potter filmleri roman okuyucusu ile sinema seyircisini aynı paydada buluşturmada çok başarılı olamadı. Sinema seyircisi öykünün ruhunu yakalayabilmede ‘Yüzüklerin Efendisi’ veya ‘Yıldızlar Savaşı’ gibi serilerin etkileyici sinema dilini yakalayamadı. İlk iki bölümün Chris Columbus, üçüncünün Alfonso Cuaron, dördüncünün Mike Newell ve son iki bölümün David Yates gibi farklı stillerde yönetmenler tarafından çekildiğini düşünürsek, seride sinematografik bir ortak dilin neden oluşmadığı daha kolay anlaşılır.
Her yönetmenin hikayenin ruhunu yakalamakta ayni başarıyı gösterdiği söylenemez. Biri tasarımları ve mimariyi ön plana çekti diğeri ise karakterleri. Potter filmlerinde prodüksiyon tasarımlarının mükemmelliği ise tek ortak yön oldu. Artık sona gelen Harry Potter maceraları arasında bu son bölüm Ölüm Yadigarları çocuklar kadar yetişkinlere de hitap edebilecek düzeyde. Zaten içerdiği şiddet sahneleri nedeniyle de 13 yaş sınırı konulmuş. Potter, Hermione ve Ron, artık okulları Hogwarts’dan ayrılıp gerçek dünyada düşmanları ile savaşıyorlar. Sihir bakanlığını etkisi altına alan amansız düşmanları Voldemort, üç arkadaş arasındaki güç birliğini bozup Harry’i öldürmek istemektedir. Peşlerine Ölüm Yiyenler olarak anılan karanlık güçleri takar. Voldemort kendi ruhunu parçalara ayırıp "Hortkuluk" adı verilen cansız nesnelere dönüştürmüştür. Harry bu parçaları bir an önce bulup etkisiz hale getirmeye mecburdur yoksa Voldemort tüm evreni kontrolü altına alacaktır. Bulması gereken nesnelerin neye benzediğini bilmeyen Harry, önce ne olduklarını sonra nerede olduklarını bulmak zorundadır. Çıktıkları yolculuk onları çok eski bir efsane olan Ölüm Yadigarlarına götürür. Voldemort’un peşlerinden gönderdiği bir çok Ölüm Yiyenlerden kurtulup Ölüm Yadigarlarını bulmaları şarttır. Ebedi düşmanları ile nihai savaşa artık adım adım yaklaşmaktadırlar.

İlk bölüm hareketli, adrenalin dozu yüksek sahneler ile yüklü. Karşılarına çıkan ve çeşitli şekillerde saldıran karanlık güçlerden kurtulabilmek için var güçleri ile mücadele ederler.Aralarındaki dostluk , kötülük karşısında güçlerini arttırır. İkinci bölüm ise oldukça durağan hatta ruhani bir atmosferde geçiyor. Dağda, ormanda, arazide saklanan ve nesneleri arayan kahramanlar arasındaki dostluk, kısa süreli de olsa, karanlık güçlerin etkisiyle bozulur. Potter serisi için alışılmadık bir yol atmosferi yaratıyor bu bölüm. Alıştığımız o fantastik sahneler yerini upuzun uzanan kayalıklara, sık ağaçlara, su kenarlarına terk ediyor.Çizgi olarak tasarlanmış azrail ile pazarlık yapan üç kardeşe ait masal gerek grafik gerek içerik olarak mükemmel, belki tüm filmin en etkileyici parçası.
Artık on yıla yakın süredir dizi ile büyüyen Daniel Radcliffe, Emma Watson, Ruper Grint gelecek son bölüm ile misyonlarını tamamlayacak. Artık çocuk rolleri içinde inandırıcılıklarını kaybetmek üzereler. Yan rollerde bir çok kariyerli oyuncu barındırıyor film: Ralph Fiennes(Valdemort), Rhys Ifan (Xenophilus Lovegood), John Hurt (Bay Ollivander), Bill Nighy (Rufus Scrimgour),Alan Rickman(Severine Snape), Michael Gambon(Dumbledore) gibi … Tek sorun çoğunun kısa süre gözüküp kaybolması veya kimisinin  ağır makyajlar altında tanınmaması . Artık filmlerin kadrolu cadısı olarak tanımlayabileceğimiz Helene Bonham Carter ise Bellatrix olarak bir kez daha delilik sınırında bir performans sunuyor.      

No comments:

Post a Comment