SEFİLLER
Yönetmen: Tom Hooper
Oyuncular: Hugh Jackman, Russell Crowe, Anne
Hathaway, Amanda Seyfried.
1987’den bu
yana Broadway’de sahnelenen “Sefiller” müzikali sonunda beyazperdeye uyarlandı.
Oscar’lı yönetmen Tom Hooper’un
sahne müzikaline sadık bir yorumla yaptığı uyarlama, geçtiğimiz hafta üç adet
Oscar heykelciğiyle onurlandırıldı. Victor
Hugo’nun kürek cezasından Belediye başkanlığına yükselen Jean Valjean’ın
öyküsünü Fransız Cumhuriyetçilerinin orduya karşı direnişinin harmanladığı destansı
romanı müzikal olarak izlemek, ilginç fakat etkileyici değil. Tüm konuşmaların şarkı sözleri içinde akması,
öyküden seyirciye geçen duyguyu zedeliyor. Her şeyin şarkıyla anlatıldığı
müzikallerde, dramatik anlatımın şarkı sözlerine hapsolması, oldum olası
seyircinin sevemediği/alışmadığı bir durum. Kameranın yüzlere yakın plan
çekimleri sık kullanması kötü bir seçim olmuş. İlk bölümde Valjean ve müfettiş
Javert ikilisine ağırlık veren öykü ikinci bölümde Fransız devrimi sonrası Cumhuriyetçilerin
hiyerarşi ve yoksulluğa karşı açtığı savaş günlerine yoğunlaşıyor. Buradaki
sokak çatışmalarında devreye giren etkileyici görsellik, devrimci ruhu da
hissettiriyor.
İki yıl önce
“Zoraki Kral” ile Oscar ödülü kazanan İngiliz yönetmen Tom Hooper dönemi
yansıtmakta kullandığı pastel renklerden, hareketli kameraya kadar birçok teknik
becerileri kullanıyor. Müzikal ruhu yakalayabilmek için şarkıları stüdyoda
çekimler sırasında oyunculara söylettirmiş ve canlı kayıt yaptırmış. Hugh Jackman, Russell Crowe, Anne Hathaway,
Amanda Seyfried, gibi birinci sınıf
kadronun en büyük eksiği şarkı söylemek için yeterli ses kalitesine sahip
olamaması. Sahnede tenordan mezzo sopranoya kadar farklı ses tonlarının
seslendirdiği şarkılar, filmde oyuncuların sesleri kadar olmuş. Örneğin Russell
Crow’un, Javert karakterinde söylediği şarkılardaki “çatallı” sesi müzikal
gelenekleriyle bağdaşmıyor. Kadronun tek profesyonel şarkıcısı Eponine rolündeki
Samantha Barks. On dakikadan daha kısa oynadığı Fantine karakteriyle en iyi
yardımcı oyuncu Oscar’ı kazanan Anne
Hathaway, kısa saçları ve ızdırap dolu mimikleriyle sessiz sinemanın
kilometre taşlarından olan 1928 çevrimi “Jeanne
D’Arc’ın Tutkusu” nda Jeanne D’Arc’ı canlandıran Mario Falconetti’nin
olağanüstü performansından esinlenmiş.
“Kırmızı Değirmen-Moulin
Rouge” müzikal sinemaya getirdiği dinamik ve post modern anlayışa yaklaşamayan,
iki arada bir derede kalmış bir “Sefiller”. Sahnedeki görkemi beyazperdeye
Hooper’ın çabasına rağmen yansıtamıyor Üç saate yaklaşan süresi de oldukça
uzun.
No comments:
Post a Comment