yazarlar

BURJUVALARIN YALAN İLİŞKİLERİ





KÜÇÜK BEYAZ YALANLAR-LES PETITS MOUCHOIRS
YÖNETMEN : GUILLOME CANET
OYUNCULAR: MARİON COTİLLARD, FRANÇOIS CLUZET, BENOIT MEGIMEL, GILLES LELLOUCHE         

Küçük Beyaz Yalanlar-Les Petits Mouchoirs” her çağdaş kentte, örneğine rastlayabileceğimiz bir arkadaş grubunun, kendi içindeki yüzleşmesini, samimiyet örtüsü altındaki samimiyetsizliğini hoş bir üslupta anlatıyor. Guillome Canet senaryosunu da yazdığı filmde komik durumlardan gözyaşı akıtan olaylara geçiş yaparken, karakterlerinin yüzeysel mutluluklarının altında saklı yalnız kalma korkularını işliyor. Önce evrensel dediğimiz, bu arkadaş gruplarının dinamiklerine bir bakış atalım. Büyük kentlerde yaşayan, hali vakti yerinde çiftlerden oluşan bu arkadaş toplulukları genelde değişmez kadro birlikte gezer, tozarlar;  eğlenceyi, yemeyi, içmeyi çok severler. Hafta sonlarında mutlaka toplanılır, kafalar çekilir, biraz çakır keyif olunduktan sonra belden aşağı espriler,
ayıkken söylenmeyen şeyler ortaya dökülür. Ara sıra hafif flört durumları olur fakat final, her defasında kaçınılmaz bir şekilde sarhoş muhabbeti ile noktalanır. Yaz aylarında da aynı birliktelik devam eder, ya bir sahil kasabasındaki, sayfiye evlerinde toplanılır veya birlikte tatile gidilir. Ayni espriler, sohbetler tekrarlanır, durur. Atılan tüm kahkahaların ardında fark edilmeyen bir samimiyetsizlik, küçük yalanlar vardır ama kimse bunu açığa vurmaz. Burjuva toplumun bu ikircikli yaşam felsefesi Fransız yönetmenlere her zaman iyi bir malzeme oldu. Claude Chabrol örneğin “burjuva aile bir farstır” der, onların iki yüzlü yaşam tarzlarını ironik polisiyeler ile deşifre eder. Bu kez Fransızların genç yönetmeni Guıllome Canet oklarını komedi türü üzerinden gönderirken orijinal adının işaret ettiği gibi sırlar üzerini örten “küçük mendilleri” kaldırıyor.

Otel işinden zengin olmuş Max arkadaş grubunu her yıl olduğu gibi, yaz başı sayfiye evine tatil için davet eder. Yola çıkacakları gün, grubun en sevilen kişilerinden deli dolu Ludo geçirdiği bir motosiklet kazası sonrası yoğun bakıma yatırılır. Arkadaşlarını hastanede ziyaret eden grup biraz tereddüt sonrası eğlenceden vazgeçemez ve tatile gitmeye karar verir. Sayfiye evindeki birliktelik neşeli olduğu kadar dramatik olaylara gebedir.

Fransız sinemasının Marion Cotillard, François Cluzet, Benoit Megimel,Gilles Lelouche başta olmak üzere son dönem yıldızlarını bir araya getiren kadronun doğal oyunculukları  filmin yavaş temposunun ve uzun süresinin problem olmasını önlüyor . Güneş, deniz ve bol şarabın  renklendirdiği yaşam, karakterlerin örtülü depresyonlarını gizlemeye yetmiyor. Öncelikle bir çoğu başarılı olamadıkları aşk ve insan ilişkilerinde temel sorunun zengin toplum hastalığı aşırı tüketimin duyguların yerini alması bunun üzerine eklenen empati eksikliği, çocukça davranışlar, öfke patlamaları olduğunun farkında  değiller. Kısaca hepsinin psikiyatrik desteğe ihtiyaçları olduğu tartışılmaz. Yönetmen Canet karakterlerine çok sempati ile yaklaşmıyor hele onların yoğun bakımda yatan arkadaşlarına olan ilgisizliğini yüzlerine vuruyor. Burjuva şımarıklığını eleştirirken, dramatik finale yavaş adımlarla ilerliyor. Filmin en büyük sorunu çok sayıda küçük olayın birbirine eklenmesi öykü akışında dağınıklığa yol açması.

Komedi yönü ağır basan burjuva eleştirisi, geçen yıl Fransa’nın gişede en fazla kazanan filmlerinden birisi oldu.
          

No comments:

Post a Comment