yazarlar

SİDNEY LUMET 'in MUHTEŞEM DÖNÜŞÜ

SİDNEY LUMET 'in MUHTEŞEM DÖNÜŞÜ

 20 Şubat 2008 



Şeytan Duymadan Önce (Before the Devil Knows, You're Dead)

Yönetmen: Sidney Lumet
Oyuncular: Philip Seymour Hoffman, Ethan Hawke, Albert Finney, Marisa Tomei

Anne ve babaya ait dükkanı soymak, bu nasıl bir iş? Toplumsal yozlaşmanın son durağı olmalı bu!

Sinematografisinde yönettiği 70 sinema ve TV filmiyle en verimli yönetmenlerden olan Lumet'i en iyi 12 Öfkeli Adam 1957), Serpico (1973), Köpeklerin Günü (1975), Küheylan (1977), Şebeke (1977) gibi filmler tanımlar.



Doksanlı yılları vasat yapımlarla sessiz geçiren usta nihayet klasını konuşturan bir filmle geri dönüyor. Coen Kardeşlerin başyapıtlarından sayılan Fargo‘dan anımsadığımız beceriksizce planlanan bir aile içi soygunu, Lumet zaman içinde geriye dönüşler ile anlatıyor. Her bir karakter için soygun öncesine giderek içinde bulunduğu çıkmazı ayrıntılarıyla anlatıyor.


Lumet, karakterlerinin içine o kadar severek dalıyor ki, bazı mantık hatalarını bile göz ardı edebiliyor. Olayları tekrar tekrar göstererek her seferinde yeni bir karakterin yaşamına dönüyor. Bu şekilde her birinin başarısız, mutsuz dünyasına tanıklık ederken, beceriksizlikleri ile de mükemmel bir kara mizah ortaya çıkıyor. Olay örgüsünü bölerek anlatmak yer yer seyircinin kafasını karıştırsa da, Lumet gibi usta bir yönetmenin elinde sıradan bir öyküye daha zengin bir kimlik kazandırıyor.

İşlerinde başarısız Hanson kardeşler ebeveynlerine ait kuyumcu dükkanını soymaya karar verir. Küçük kardeş Hank bir çok tersliğin üst üste gelmesiyle soygunu yüzüne gözüne bulaştırır. İşin peşine düşen baba Hanson (Albert Finney) kısa sürede gerçeği öğrenir. Bundan her iki kardeş haberdar olmasa da hata üstüne hata yaparak çaresizlik içinde debelenmeye başlar.


Oyuncu seçiminde Philip Seymour Hoffman ve Ethan Hawke usta yönetmene büyük destek oluyor. Oscar ödüllü Seymour, ağabey Andy karakterini bir hattat gibi işliyor. Sakin ve oldukça normal gözüken bir muhasebeciyi dozu gittikçe artan bir şiddetle canlandırıyor. Telaşlı ve dikkatsiz küçük kardeşi oynayan Hawke ağabeyinden geri kalmayan bir oyunculuk sergiliyor. Her şeyden önce her iki karakterin birer anti –kahraman olarak çizilmesi seyircinin herhangi biriyle özdeşleşmesini engelliyor.

Diğer taraftan öyküleri derinleştikçe, raydan çıkan orta sınıf insanlar olduklarının anlaşılması seyircinin içini burkuyor. Bir yerde babalarının ilgisizliği ve bencilliğinin çocukların yaşamında önemli bir rol oynadığı anlaşılıyor.

Final bölümünde ağabey ve baba arasındaki konuşma hesaplaşmaya dönüşürken Finney ve Seymour'un birinci sınıf oyunculukları ile filmin en etkileyici sekanslarından birisi oluyor.

Lumet'in esas amacı yozlaşmış toplum yapısını orta sınıf insanların iki yüzlülüğünü göstermek. Öyküyü bölerek seyirciyi şaşırtmak ise diğer amacı. Bunların konu bütünlüğünü sağlamak yer yer seyirciye kalıyor. Örneğin filmin açılışındaki ateşli seks sekansının öykünün neresinden kopup geldiği tam anlaşılamadığı gibi. Tüm filmi neredeyse yarı çıplak geçiren Marisa Tomei, kendisinden alışmadığımız kadar seksi, içten pazarlıklı, güvenilmeyecek bir karakter için elinden geleni yapıyor.



Orta sınıf ailenin bütün kirli çamaşırlarını ortaya döken , para söz konusu olduğunda ise babasını bile tanımamasını mükemmel bir kara mizah ile bağdaştıran sıra dışı bir sinema örneği.

Emin Yeğinboy

No comments:

Post a Comment