yazarlar

BATMAN - THE DARK KNIGHT

JOKER'İN KARA ŞÖVALYE KARŞISINDAKİ ÖLÜMCÜL DANSI

 07 Ağustos 2008 

Batman-Kara Şövalye (Batman-The Dark Knight)

Yönetmen: Christopher Nolan Oyuncular: Christian Bale, Michael Caine, Heather Ledger, Aaron Eckart, Gary Oldman Yazıma, son söylenecek olanı en başta söyleyerek başlamak istiyorum: ’Batman Kara Şövalye

Kendisini bir kurgu harikası olarak hafızalarımıza kazınmış ‘Memento-Akıl Defteri’ filmi ile tanımış, takdir etmiştik. Gotham kentinin Tim Burton döneminden gelen gotik görüntüsünü çağdaş büyük bir kent yapısına dönüştürdükten sonra aksiyon sahnelerini, dijital hilelere başvurmadan gerçek çekerek öykünün masalsı havasını kırdı. Batman’i daha sert ve gerçek bir aksiyon olarak biçimlendirdi. Bunlara yerinde oyuncu seçimleri de eklendi. Christian Bale, Bruce Wayne/Batman çifte kimliğini mükemmel taşıyarak tüm seleflerini solladı. Yanına monte edilen Michael Caine ve Morgan Freeman gibi iki efsanevi karakter oyuncusuyla iyi bir ekip oldular.

Tüm bu unsurlar yine de ‘Batman –Kara Şövalye’nin başarısını açıklamaya yeterli değil. Bu bölümde aksiyon film kalıplarını zorlayan karakterler mevcut her şeyden önce. Ezeli düşman Joker bir kez daha sahne alıyor. Heather Ledger kötülük ve kaos bağımlısı bir karakteri müthiş bir ironi ve ruhla canlandırıyor. Zekice planlar ile kötülüğü uygulayan bunlardan ruhi tatmin dışında beklentisi olmayan korkunç bir palyaço Joker. Batman onu ne kadar hırpalarsa hırpalasın yine geri gelip sadist planlarını sahnelemekten bıkmıyor. Kısa bir süre önce yaşamını kaybeden Ledger unutulmaz bir son karakter çizmiş. Öykünün diğer bir anahtar karakteri bölge baş savcısı Harvey Dent. Aaron Eckart kötülerin peşinde kazandığı başarılar ile kahramanlaştırılmış baş savcı iken yaşadığı travma sonrası karanlık tarafa geçiş yapan trajik bir figür. Onun öyküsüne, kötülüğü seçmesinin sebeplerine sıfır noktasından itibaren tanık oluyoruz. Bir önceki filmin iyi fakat tipik memur polisi teğmen James Gordon (Gary Oldman) bu kez oldukça aktif. Artık olaylar vuku bulduktan sonra olay mahalline gelen ve Batman’in işleri halletmesini beklemek yerine kendisini ateşin ortasına atabilen cesur bir karakter. Batman bu kez bir kahraman olarak oldukça yıpranıyor. Varlığının kötülüğü çağrıştırdığına inanan halk onu istemiyor. Bu ara aynı kostümü kuşanmış bir çok imitasyonu ayrı bir problem doğuruyor. Bruce Wayne/Batman haklı olarak kendisini geriye çekiyor ve başarılı savcıyı daha fazla kahramanlaştırmaya çalışıyor. Ne de olsa zengin yaşamında kaybedeceği çok şey vardır. Fakat bir kez daha karşısına hiçbir şeyi kaybetmekten korkmayan kötüler dikilir.

Nolan hiçbir karakterini daha öne çıkarmıyor. Hepsine eşit şanslar vererek karakterler arasında mükemmel bir ilişki yaratıyor. Bu süper kahraman filmleri için oldukça alışılmadık bir durum ortaya çıkarıyor. Bir yerde esas kahraman bir anti kahramana dönüşebiliyor veya seyirci kötüyü izlemekten daha fazla keyif alabiliyor.

Bir aksiyon film yazısında aksiyondan hiç bahsetmemek sadece karakterler üzerinde durmak oldukça tuhaf. Batman’in mükemmel araçlarına bu kez bir motosiklet eklenmiş. Olağanüstü bir dizayn. Dijital efektlerden hiç hazzetmeyen Nolan, tüm aksiyon sahnelerini yine gerçek çekmiş ve bu da tüm sertliğiyle algılanıyor. Çizgi roman karakterine uygun hızlı bir kurgu ile zaman ve mekan atlamalarını kusursuz bir şekilde birbirine ekliyor. Yapılacaksa tek bir eleştiri yapılabilir, o da final bölümü biraz uzun tutulmuş…

Karakterleri , öyküsü ve aksiyonu ile damıtılmış bir sinema örneği. Oscar kazanan ilk aksiyon olabilir.

Emin Yeğinboy

No comments:

Post a Comment