yazarlar

KAZAN VEYA HİLE YAP


 


OYUNUN SONU- MARGIN CALL
YÖNETMEN : J.C.CHANDOR
OYUNCULAR: KEVIN SPACEY, JEREMY IRONS, PAUL BETTANY,DEMI MOORE.

Oyunun Sonu-Margin Call” son yaşanan finansal krizin öncesini Wall Street’de  bir yatırım şirketinin iç dünyasına girerek anlatıyor.Filmde şirketin adı açıklanmasa da birçok veri, krizin müsebbibi Lehman Brothers’ı işaret ediyor. Örneğin Jeremy İrons’ın canlandırdığı John Tuld karakteri, bu şirketin ünlü CEO’su Richard Fuld’u çağrıştırıyor. Tam bir şeylerin yolunda gitmediği fakat henüz kesin bir patlamanın olmadığı günlerdir. Filmin ilk karesinde Wall Street gökdelenlerinin üzerine yansıyan kara bulutlar yaklaşmakta olan felaketin habercisi gibidir. Görüntüler buradan gökdelenlerden birisinin steril koridorlarına bağlanır. Asık suratlı, ciddi giyimli kadınlı erkekli bir grup kararlı adımlarla koridoru geçer ve odalara dağılırlar. Gözlerini önlerindeki ekranlara sabitlemiş modern köleleri kibarca birebir konuşmaya davet ederler. Bu davetin her şeyin bittiği an olduğu biraz sonra anlaşılır. Elemanlara kibar sözcüklerin süslediği tehditkar bir metin ile işten atıldıkları açıklanır. Son cümleler kapitalist sistemin acımasızlığının itirafı gibidir “şirket e-postanız, sunucuya erişiminiz, binaya girişiniz ve mobil verileriniz ile cep telefonu hizmetiniz bu toplantıda elinizden alınacaktır. Güvenlik memuru sizi büronuza kadar eşlik ederek kişisel eşyalarınızı toplamanıza eşlik edecektir.” Kimse ile vedalaşmadan, orta yerde herhangi bir duygusallığa yer vermeden sessizce ayrılacaksınız demektir.

Son 10 Yılın En İyi Türk filmleri






-Babam ve Oğlum (2005)
-Vizontele (2001)
-Hokkabaz (2006)
-Beş Vakit  (2006)
-Beynelmilel (2007)
-Sonbahar (2008)
-Bir Zamanlar Anadolu’da (2010)
-Kader (2006)
-Vavien (2009)
-Yazı Tura (2004)
-Yumurta, Süt, Bal Üçlemesi (2007-2009)
-Issız Adam (2010)
-Kaybedenler Kulübü (2010)
-Üç Maymun (2008)
-Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak (2002)
-İki Dil Bir Bavul (2009)
-Kosmos (2010)
-Yaşamın Kıyısında (2007)
-Nefes-Vatan Sağolsun (2009)

Türk Sineması son on yılı oldukça hareketli geçirdi. Farklı türlerde gezinen, geçmişin karanlık anılarına yönelen, daha cesur, sansür korkusu azalmış sinema yapan bir jenerasyon ortaya çıktı. Diğer bir yönetmen grubu ise apolitik fakat gerçekçi sinema dilinin izinde adeta bir Yeni Dalga arayışına girdi. Gişe başarısını ön plana alan farklı kalitede komediler çevrildi. Seksen darbesi sonrası yaşanan kişisel ve toplumsal travmaları ön veya arka planda öyküleyen filmlerin sayıları arttı. Buna en iyi örnek olarak “Sonbahar”, “Beynelmilel”, “Babam ve Oğlum” sayılabilir. “Sonbahar” hapiste geçirdiği onca yılın travmasını tüm bedeninde taşıyan genç bir adamın yaşam ile yeniden tanışmasını anlattı. Genç yönetmen Özcan Alper bir çok festivalde ödül kazandığı filminde  Doğu Karadeniz’in doğasını öyküsünün içine adeta bir karakter gibi sindirir. Hopa, Çamlıhemşin’in yağışlı, vahşi doğasının, baş karakter Yusuf (Onur Saylak) gibi nerede, nasıl patlayacağı belirsizdir.
“Beynelmilel” ise sıkıyönetimin sürdüğü yıllarda geçen gerçek bir öyküden yola çıkarken, trajikomik bir dille de dönemi yansıttı. Adıyaman’da Gevende olarak anılan bir grup yerel müzisyenin sıkıyönetim komutanlığı tarafından disiplinli bir orkestraya dönüştürülmek istenmesi bize dönemin trajikomik bir resmini çizdi. Senarist ve yönetmen Sırrı Süreyya Önder yine bu dönemi yansıtan “O… Çocukları” ile de  dikkati çekti.